Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi’nin açılış törenine katıldı.
Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’ye 300 milyar dolarlık yatırım getirme sözü hakkında şunları söyledi: “İngiltere’den 300 milyar dolar getirecek! Demek tefecilerle anlaştı, onlar ona sözler verdiler, bunları buraya iletiyor. Böyle bir şeye inanır mısınız? Bu saçmalık, yalan.” Ben herhangi bir hile görmedim. SSK’yı yıkan da bu değil miydi?” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun iktidara gelmesi durumunda özel uçak satacağını açıklamasına ilişkin Erdoğan, “İktidara gelince uçak satacak. Uçak kiralarsınız, onunla gidersiniz. Demek ki onların kiralama imkanları var. . Onunla seyahat et. Umarım bu milleti hareket ettirmezsin Uçakları onlara asla sahip olmaz.
Erdoğan’ın hukuk profesörü Ersan Şen’e dediği gibi, “İnsanlar böyle mi yer, soğan domatesten haber verin” sözüne bakın! Sayın Profesör yol yenilmez ama yol sayesinde üretim olur ve ülke gelişir, yani size bunları öğretmediler! ifadesini kullanın.
Ardouane’nin konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Bugün, ülkemiz ekonomisi ve finans sektörümüz için stratejik öneme sahip bir açılış töreni vesilesiyle sizlerle birlikteyiz. Üç gündür içinde bulunduğumuz Ramazan-ı Şerif’i tebrik ediyorum. Ramazan ayını her bakımdan dolu dolu geçiriyoruz. Zor günlerde vatana umut olmaya çalışıyoruz.. Deprem kuşağında kardeşlerimizi ihmal etmiyoruz.. Yatırımlarımıza hız kesmeden hız veriyoruz.. Devam ediyoruz dur yok diyerek vatanımızı hayalleriyle birleştirin, işi yola, hizmete taşımaya devam edin.
IFM’nin ilk etabının açılış heyecanına tanık oluyoruz. New York, Londra, Frankfurt gibi eski merkezlerin yanı sıra Dubai, Hong Kong gibi finans merkezleri de bu listede yer alıyor.
Asya ile Avrupa arasında artan iş rekabeti ile ülkemizin jeopolitik konumu olan İstanbul’un önünde yeni fırsat pencereleri açıyoruz. Türkiye ekonomisinin büyümeye dayalı modeli ile hedeflerimizi bir adım öteye taşıdık. Doğu ile Batı arasında coğrafi ve ticari bir köprü görevi gören İstanbul’un da aynı bağı kurabilecek potansiyele sahip olduğuna inanıyoruz. Biz bu müjdeyi iktidara geldikten sonra getirdik. İstanbul’u dünyanın önde gelen finans merkezlerinden biri haline getirdik. Şimdi bu iş için maddi şartları oluşturduk. Bizimle kim savaştı? MB’yi İstanbul’a transfer edeceğiz dedik, önümüze geldiler. Ne yaptılar Vakıfbank’a da aynısını söylediler. Kadim uygarlığımızdan haberleri yok. Türkiye’de finans tarihinde neler olduğunu bilmiyorlar. Tarihte bu ülkenin finans merkezi olan İstanbul nasıl yeniden finans merkezi olma görevini üstlendi.
Ülkemizin 21 yıldır ısrarla ve sabırla sürdürdüğü ekonomik kalkınması kesintiye uğramayacaktır. 2002’den öncesini bilenler, mücadele ederek elde ettikleri kazanımların geri çevrilmesine izin vermeyeceklerdir.
14 Mayıs’ta milli irade yeniden ayağa kalkacak, milletimiz Türkiye’nin asrını başlatacaktır.
Göğsün renginden hiç şüphem yok.
Seçim dönemleri siyasetçilerin dengeye geldiği günlerdir. Ülkenin geleceğinin ortaya çıktığı zamanlardır. İnsanlar vaatleri ölçer ve tartar.
Muhalefetin Türkiye’yi yönetecek ve hedeflerine ulaşacak bir vizyonu olmadığını ortaya koydu. Bu da ülkemizin 2002 öncesinde neden geri kaldığını açıklıyor.
Her şeyi bedava vermeyin… Batılı tefecilerden 300 milyar dolar dilenmeyin… IMF reçetelerine boyun eğmek gibi sonu gelmeyen vaatlerden bahsetmeyi faydalı bulmuyorum. İngiltere’den 300 milyar dolar getirecekti! Bu, köpekbalıklarıyla bir anlaşma yaptığı, ona sözler verdikleri ve onları buraya ilettiği anlamına gelir. Böyle bir şeye inanır mısın? Ben böyle saçmalık, yalan ve aldatma görmedim. SSK’yı mahveden bu değil miydi?
Bakkal hesabı açacak kadar ekonomi bilgisine sahip olan herkes bununla ekonominin yönetilemeyeceğini görür.
25 yıl önce iki anahtar vaadiyle ortalıkta dolaşanların ellerindeki anahtarlardan kendilerini kaptırdıklarını bu millet unutmaz.
Bu millet, gece gündüz tartışan IMF fon tacirlerinin ülkeyi geride bırakma vaatlerini çok iyi biliyor. Ülkeye milyarlarca borç vererek nasıl ortadan kaybolduğunu unutmuyor.
Yedi kişilik masanın etrafında biriyle Davos’tayız. Uluslararası Para Fonu başkanı ile görüşüyoruz. Adam gönderiyorsunuz dedim, Türkiye yönetimi adına konuşuyorlar. Yani taksitini alırsın dedin ama Türkiye’yi yönetemezsin orası bana ait. Sonra Uluslararası Para Fonu’na 23,5 milyar dolar borcumuz var… 2013’e kadar ödemelerimizi bitirdik ve artık IMF ile ilişkimiz kalmadı. Şu an CHP’nin sözcüsü ve ortağı olan kişi, bir dönem hazine başkanı olan kişi, IMF ile kapalı kapılar ardında pazarlık yaptı. Uluslararası Para Fonu’nun desteği olmadan bu işi yürütemezdik. Neden? Ekonomide sorun var, hayır. Yoldayız.
“İnsanlar böyle yer mi” ifadesine bakın… “Bana soğan ve domatesten bahset”. Anadolu köylüleri onları iyi tanır. Sofraya soğan koyup dağıtır mısınız, bu onların sağlığını bozar! İktisattan habersiz olanlar, emeğe ve hizmete düşman olmuşlardır.
Bilin ki yol yenen ve yenerek tüketilen bir meta değildir Sayın Profesör! Demek ki yolun yenilebilir olmadığını, yol sayesinde üretimin mümkün olduğunu size öğretmemişler. Yol sayesinde yatırım gelir, sanayi gelişir, devlet gelişir, istihdam yaratılır!
85 milyon birbiriyle buluşacak, helal yiyecek. Ekonominin, üretimin ve sanayinin bel kemiğidir. Yol medeniyettir diyoruz. 25 yıldır ülkemizin ulaşım altyapısına yatırım yapıyoruz. Beyler bilmelisiniz ki domates de patates de böyle gider. Herhangi bir yöntem yoksa tüketicinin bulunduğu yere ulaşamayacağız.
6 Şubat depreminde yol olmazsa tüm ihtiyaçlarını deprem bölgelerine nasıl ulaştıracaklar? Uçaklar, tırlar, otobüsler… Depremzedeleri uçakla ücretsiz taşıdık. Burada aklı ve anlayışı olan tüm vatandaşlara soruyorum. Ülkemizi elmas gibi dikmeseydik Türkiye’yi buraya getirebilir miydik? 251 milyar dolardan fazla yatırım çekebilir miyiz? Ekonomimizi her yıl yüzde 5 büyütüp istihdamı 32 milyona çıkarabilir miyiz? Havalimanı yapmasaydık 51,5 milyon turisti ağırlayabilir miydik? Uzağa gitmeye gerek yok. İstanbul Havalimanı bile tek başına ulaşım yatırımlarının katma değerini göstermeye yeter. Dünyanın ender havalimanlarından biri. Kemal Bey onları takip edemez, hafızası onlara yetmez. Her yatırımda benzer rakamları görmek mümkündür. 2002’de Türkiye’yi savurganlık olarak, davaya karşı çıkmak olarak görseydik, Türkiye’den bir adım öteye gidemezdik. Eğitimin en önemli basamaklarından biri olan ilkokuldan ortaokulun sonuna kadar o dönemi yaşayanlar vardır aramızda. Kağıt mendille okuyoruz. Ağabeyler de onları bize para karşılığında vermediler. Çocuklarımıza bu çileyi yaşatmamaya karar verdik. Kuşe kağıttan kitapları sıraların üzerine koyduk ve köpeklerimiz kitaplarını sıraların üzerinde buldu. Bu, eylem halindeki anlayışın bir ifadesidir. Bu anlayış yoksa eğitimin kıymetini bilemezsin. Üniversite sayısını 78’den 208’e çıkardık. Göreve geldiğinde bu bölge çukur ve çamurla doluydu. Merak etmeyin Ataşehir’dir, Ata ile alakası yoktur. Fikirtepe de berbat bir yerdi. Bir saray vardı ki o saray hariç rezildi. Kentsel dönüşümle alıp bugünlere getirdik. Onları ömür boyu pazara dönüşen yollardan kurtardık.
Ümraniye’de çöp konteyneri patladı, 39 hemşehrimiz hayatını kaybetti. Cumhuriyet Halk Partisi’nin anlamı budur. Orayı yeşil bir milli park haline getirdik. Tüm bunların yanı sıra yol, otoyol ve 31 havalimanı yaparak Kemal Bey ve ortaklarının özel uçakla ilden ile seyahat etmesini kolaylaştırdık. Geldiğinde uçak satacaktı. Bir uçak kiralarsın ve onunla gidersin. Bu da kiralama imkanına sahip oldukları anlamına gelir. Onunla seyahat ediyorsun. Umarım bu insanlar uçaklarını kendilerine teslim etmezler.
Sağlık alanında büyük adımlar attık. Cham Sakura’dan sonra Murat Dilmunir Havalimanı Hastanesi’ni 45 günde inşa ettik. Aynı projeyi burada Sancaktepe’de hayata geçirdik. Covid döneminde her iki tarafa 1006 yatak yaptık, 45 günde ziyaret ettik. Ticareti bilen, kılıcı olan. Şu an itibariyle 19 büyük ilimizde şehir hastanesi yapıldı, yapılmaya da devam ediliyor. Diğer büyük şehirleri de bu hastanelerle donatacağız.”
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın