Hazine ve Maliye Bakanı Noureddine Nabati, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın katılımıyla Yalova’da düzenlenen LC Waikiki Yalova Lojistik Merkezi’nin açılış törenine katıldı. Nabati bakan, kullandığı dili eleştirenlere yanıt verirken, Türk ekonomi modelinin asıl amacının uzun vadede orta gelir tuzağını aşmak olduğunu söyledi.
Nabati’nin mektubu şöyleydi:
“Görevimiz boyunca yerel kalkınmayı en önemli gündemimiz olarak aldık: Milletimize hizmet için attığımız her tuğlanın, attığımız her adımın rakiplerine rağmen. Hep daha iyisini hedefleyerek hep birlikte inşa etmeye ve yeni tesisler açmaya devam edeceğiz. Çağımızda yerel kalkınmayı en önemli gündem maddelerinin arasına aldık. Ülkemiz gibi şehirlerimiz de olgunlaştı. Güzeller güzeli Yalova ilimizi eğitimden sağlığa, konuttan ulaşım altyapısına, enerjiden sulamaya, sanayi tesislerinden üretime yüzlerce işletme ile donattık.
Yalova’nın yüksek nitelikli kişileri işe alma yeteneğini takdir ediyoruz: Bugün, verilen hizmetlerle büyüyen ve büyük potansiyelini daha da ileriye taşıyan yüksek nitelikli personel gücümüz Yalova’nın; Değer yaratan sanayi yatırımlarına öncelik vererek geldiği noktayı ülkemiz için önemli bir varlık olarak görüyoruz. İlimiz İstanbul, Bursa ve Kocaeli gibi büyük şehirlere yakınlığı ile benzersiz bir konuma sahiptir. Yalova’nın bu konuda kalkınmasına hizmet etmek amacıyla yap-işlet-devret modeliyle gerçekleştirilen en büyük projelerden biri olan Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu ve Osmangazi Köprüsü’nü vatandaşlarımızın hizmetine açtık.
Yalova’nın son 20 yıldaki hacmi ihracat hacminde arttı: Bu sayede Yalova 2020’de yüzde 7,1 büyüyerek ülkemizi geride bırakarak toplam 18,4 milyar lira katma değer üretti. Yalova, ihracat hacmi açısından son 20 yılda büyümüştür. 2002 yılında 16 milyon dolar olan ihracatını, Ağustos 2022 itibarıyla 51 kat artırarak toplam 835 milyon dolara çıkarmayı başardı.
Savaş, küresel ekonomide birçok soruna neden oldu: Gelin hep birlikte küresel ekonomiye ve Türkiye ekonomisine kısa bir gezi yapalım. Pandemi ile başlayan ve Rus-Ukrayna savaşı ile devam eden süreç, küresel ekonomide birçok sorun yarattı. Başta enerji ve gıda olmak üzere emtia fiyatlarındaki hızlı artışlar, dünya genelinde enflasyonist baskıları artırdı. Son 70 yılın en yüksek enflasyon oranları Almanya’da ve son 40 yılda Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşandı.
Amerika bugün teknik olarak toparlanma sürecinde: Enflasyonla mücadele için birçok ülkenin merkez bankası mali sıkılaştırmaya gitti ve bu da ekonomik durgunluk risklerini giderek artırdı. Örneğin, Amerika bugün teknik olarak bir resesyonda. Gelişmiş Batı ülkelerinde artan faiz oranları sadece resesyon risklerini artırmakla kalmıyor; Birleşmiş Milletler dün yaptığı açıklamada, küresel ekonominin resesyona ve ardından uzun süreli resesyona girme riskini de artırdığını söyledi. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı Genel Sekreteri, gelişmiş ülkeleri olası bir küresel durgunluğu önlemek için politikalarını değiştirmeye çağırdı. Öte yandan, savaş nedeniyle ülkelerin gıda arzının güvenliğine ilişkin endişeleri artarken, dünya gıda fiyatları üzerinde yukarı yönlü bir baskı oluştu. Bu noktada Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde Tahıl Koridoru Anlaşması imzalandı; Ülkemiz için diplomatik bir başarı olarak, küresel gıda güvenliği sorunlarını hafifletti ve fiyatları önemli ölçüde düşürdü. Dünyada bunlar olurken biz de Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Ekonomi Bakanlığı olarak küresel tehditleri fırsata çevirmek amacıyla Türkiye ekonomi modelini tasarladık ve uyguladık.
Şirketlerimizin üretimini ve rekabet gücünü artırmayı hedefliyoruz: Yatırıma, istihdama, üretime ve ihracata yönelik Türkiye ekonomi modelinin temel amacı, ekonomimizin sürdürülebilir büyüme yoluna girmesini sağlamak; Kısa vadede minimum hasarla küresel sorunları ortadan kaldırırken, uzun vadede orta gelir tuzağını aşmaktır. Seçici kredi politikamızla verimli alanlarda kredi kullanımını teşvik ediyoruz. Bu sayede şirketlerimizin üretimini ve rekabet gücünü artırmayı ve küresel değer zincirlerinden daha fazla pay almayı hedefliyoruz.
Ekonomik dönüşümün zirvesindeki Türkiye ekonomi modeli ne kadar uygun: Küresel ekonomi pandemi sonrası önemli bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçerken bu dönüşümü yakından takip ediyor ve gerekli tüm adımları atmaya devam ediyoruz. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz hafta Sayın Cumhurbaşkanımızın katılımıyla Ekonomik Dönüşüm Zirvesi’nde iki önemli gün geçirdik. Dünyanın dört bir yanından seçkin akademisyenlerle bir araya geldik. Ülke, dünya ve bölge hakkında konuştuk. Onlarla yaptığımız istişareler ve fikir alışverişleri, Türkiye ekonomik modelimizin doğruluğunu ve güncelliğini bir kez daha teyit etti.
Türkiye ilk çeyrekte G20 ülkeleri arasında en iyi performans gösteren ülkelerden biri oldu2022 yılının ilk iki çeyreğinde yüksek büyüme performansını sürdüren Türkiye, ilk çeyrekte yüzde 7,5, ikinci çeyrekte yüzde 7,6 oranında büyüyerek, pandemi öncesi dönemden bu yana G20 ülkeleri arasında en iyi performans gösteren ülkelerden biri haline geldi. Sürdürülebilir büyümenin sağlanmasında önemli bir gösterge olan makine ve teçhizat yatırımları ise 11 çeyrektir artmaya devam ediyor. Geçen yıl istihdam artışımız 2,1 milyon kişi olurken, bu yılın ilk yedi ayında 613.000 kişilik ek artışla ülkemiz, OECD üyeleri arasında istihdam olanaklarını pandemi öncesine göre artıran ülke olmayı başardı. bir dönem. Küresel ticaret, pandemi sırasında bazı korumacı politikalar ve tedarik zinciri kesintilerinden olumsuz etkilenmiş olsa da, ihracatımız Eylül 2022 itibariyle yıllık 252,6 milyar dolar ile yeni bir rekor seviyeye ulaştı.
Söylediklerimiz birileri tarafından manipüle edilebilir: Girişimcilerimizin diğer sektörlerdeki yatırımlarını artırarak ülkemizin verimli bir ekonomi olma yolunda ilerlemelerine katkı sağlayacaklarına ve yeni büyüme fırsatlarını en iyi şekilde değerlendireceklerine inancım tamdır. İstihdam, ihracat ve büyümede son yıllarda elde ettiğimiz başarı ve kazanımlar diğer ülkelerle kıyaslandığında dikkat çekici niteliktedir. Söylediklerimiz birileri tarafından manipüle edilebilir. Tüm olumsuz küresel koşullara rağmen, inanç ve ırkla elde ettiğimiz başarıyı idrak edemeyen bazı çıkar grupları ve onların ses çıkaran unsurları bugün de oturmaya ve yükselmeye devam ediyor. Kazandığımız tüm kazanımları örtbas etmek için gündemi çarpıtacak yeni materyaller aramaya devam ediyorlar. Mevcut küresel gerçekleri ve ülkemizin kendine özgü koşullarını analiz ederek milletimize somut projeler sunmanın yanı sıra; Çarpık zanlardan ve ucuz algılardan başka bir çaba göstermez.
Ekonominin operatörlerine asla ikramiye vermeyecek: Cumhurbaşkanımızın liderliğinde son yirmi yılda yükselen ve özgüvenini yeniden kazanan milletimiz, kötü niyetli komplolara ve kirli darbe girişimlerine izin vermediği gibi, bu savaşçılara prim vermeyecektir. Aslında bu gruplar milletimize karşı hiçbir başarı elde edemeyeceklerini çok iyi biliyorlar. Dolayısıyla mesnetsiz ve mesnetsiz saldırılarını artırmaktan başka bir şey yapamadılar. Peki ne yapıyoruz? Sizlerle birlikte ülkemize yeni imkanlar getiriyor, küresel tehditleri fırsata çevirmek için kararlılıkla, kararlı ve dürüst adımlarla ilerlemeye devam ediyoruz. Peki ne yapıyoruz? Cumhurbaşkanımız ve milletimizle birlikte bu yeni, dönüşen dünyada Türkiye’nin yüzyılını yazmaya devam ediyoruz.
Herhangi bir dili nasıl ifade edeceğimizi biliyoruz: Bir işadamı ile bir işadamı gibi, çiftliklerin ve çiftliklerin dilini konuşuyoruz. Herhangi bir dili ve onu alaycı bir şekilde konuşurken ve öğrenci olarak nasıl ifade edeceğimizi çok iyi biliyoruz. Yalan, manipülatif sözlerinize devam edin. Havuzunuzda trollerle her türlü işi yapın. Türk ekonomik modelinin dünyaya model olacağını biliyor ve ifade ediyoruz. Büyüyeceğiz, işleteceğiz, üreteceğiz ve istihdam yaratacağız. 21. yüzyılın Türkiye’nin yüzyılı olacağını söylemeye devam edeceğiz. Bu vesileyle bu değerli lojistik merkezini ülkemize kazandıran şirketimizi ve değerli yöneticilerini yürekten kutluyor; Ülkemiz için üreten ve çalışan herkesin yanında olduğumuzu bir kez daha vurgulamak isterim” dedi.
Bilişsel Bir Bozukluk Sunan HETEREDOX Yaklaşımı
Hazine ve Maliye Bakanı Noureddine Nabati’nin geçtiğimiz günlerde yaptığı şu açıklama ekonomi yazarları, akademisyenler ve siyaset dünyasında tartışmalara yol açtı:
Neoklasik ekonomik düşünceden epistemolojik bir kopuşu temsil eden alışılmışın dışında yaklaşım, günümüzde giderek artan bir şekilde davranışsal ve nöroekonominin merkezinde yer almasıyla daha fazla önem kazanıyor.
Haber etiketi tanımlı değil.
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın