Bukit Aydın’ın Haber Global ekranlarında bu hafta yayınlanan Yüz Yüze programının konuğu şair ve yazar Ahmet Ümit oldu.
Programın öne çıkan özellikleri:
Yeni Kitap: Bir Aşk Hikayesi
Türkiye’de ve dünyada kadınlar uyanıyor ve bu uyanış nedeniyle kadına yönelik şiddet artıyor. En etkili platformum yazacağım metinler. Bu kitabın sevmeyi bilmeyen erkekleri eleştirdiğini söyleyebiliriz. “Ya benimsin ya benim toprağım” bu ne yazık ki sevdiğimizin koruyucusu olmak anlamına geliyor ama bu bize özgürlük de getirmiyor. Aşk yuvalarının çoğu aşk hapishaneleridir. Aşk da mantıksız bir şeydir. Aşk mantıksız bir şeydir. Aşk hayal kırıklığıyla biterse veya aşk kalırsa kendinizi şanslı sayabilirsiniz. Türkan Oray, Ahmed Makin’i seçiyor ama aklında sizce kim kalıyor?
Aşk neydi, aşk işti ama aşk coşkudur. Bu kitapta rüyasında küçük bir kız gören ve ona aşık olan 5 prens vardır. Hepsi hayallerindeki kızı bulmak için bir yolculuğa çıkarlar. Yolda hayvanlar var. Bu kitap hayvanlara bir övgüdür. İnsanlığa yönelik eleştirileri sevgi temelinde seviyelendirdim. İlk vatanımız çocukluğumuzdur.
çok aşık oldum
Bir insan aşık olabilir mi? Birkaç kez oldum. Eğer aklın yerindeyse, aşk hakkında fazla konuşamayız. Rasyonel olmak başka bir şeydir. Aşkın süresini bilmiyorum ama aşk denen şey sevgiliye kavuşmak değil, onun için çaba sarf etmektir. Denemeyi bıraktığında aşk biter. Kız arkadaşım diye bir şey olduğunu sanmıyorum, bittim. Tamamen terk edilmiş değildim. Bitti diyelim. Ayrılmak zordur, onun yerine ilişkiyi bitirmekten bahsedebiliriz. İlişki bittikten sonra onu karşılayabilmek meselesi. Biri gelip hislerimin değiştiğini söyleyebilir. Senin için ölmeyi tercih ederiz, senin için öldürmeyi, bunu yapma, yaşayalım ve yaşayalım. Bencil aşk ile bencil aşk, yıkıcı aşk ve yıkıcı olmayan aşk arasında bir fark vardır.
Kültürümüz kadın düşmanıdır ve değişime ihtiyacı vardır.
Aşık Veysel’in karısı onu terk eder, bunu duyar ve bunun için kadının paketine para koyar. Bugün erkekler öldürüyor, bu doğru mu? Ataerkil bir dünyada yaşıyoruz, ama bizimkinde çok daha şiddetli. Ele geçirildiğini sanan bir kadın, o benim. En eğitimli insanlar, sevdikleri kadını annelerinin yerine koyarlar. Ataerkil sistem, bir kadının kendi ayakları üzerinde durmasına izin vermez. Bekar anne neden olmasın? Kültürümüz kadın düşmanıdır ve değişime ihtiyacı vardır. Erkeklerde de işe yaramaz. Kadınların bizi gerçekten sevmesi için kendi ayakları üzerinde durmaları gerekir. Güçlü ebeveynlerin çocukları da güçlü olacaktır. Ailenin temel direkleri güçlü olmalıdır.
Her topluluk kendi dehasını keşfedecek
Sorumluluklarımız vardı, haklarımız değil. Güzel bir yemek yesem bile utanırdım. Z kuşağı ise tam tersi. Haklarını savunuyor. Bizde aşırı sorumluluk duygusundan yoksundurlar. Genç yazarlar da çıkacak, her toplum dehasını ortaya çıkaracak. Bu yeni bir toplum, değer yargılarının alt üst olduğu bir çağ ama bu dönemin sanatçıları mutlaka çıkacaktır. Belki sanatçılar haklarını koruyan bu çocuklardan daha önemli ortaya çıkacak.
Kitaplarımı alanların %70’i genç
Kolay bir ilişkiye sahip olmak söz konusu olduğunda, aşkın bozulması da kolaydır. Bir gün aşık olduklarında da yaşayacaklar. Aşk eski bir duygudur. Leyla ile Mecnun var, Tahir ve Zahr var.. Kitaplarımı alanların sayısı 700 bin civarında. Gençler var. 14-35 yaş arası yüzde 70 okurum. Eski ve yeni solcuyum, her zaman solum. Sol, çağın gelişmelerine ve gereksinimlerine göre gelişme yeteneği demektir. Sol ve sağ elbette hala var. Kaybedenlerin ve mazlumların yanında yer alanlar her zaman solcudur. Sağcılar her zaman bir yerden kazananlardır. Solun dini olmayabilir ama ahlakı var. Dini ülkelerde daha fazla yolsuzluk var. Muhalefete sadece siyasi açıdan bakmamak gerekir. Aşk hakkında söylediklerim de genel yargılara ters düşüyor.
Kitabın reklamı yapılmalı mı?
Çocuğunuza benzeyen bir kitap yayınlandığında, herkesin onu görmesini istersiniz. İnsanların bu kitabın bir parçası olmasını istiyorum. Kitapların reklamı sakız reklamları gibi yapılmaz, düzgün bir şekilde tanıtılmalıdır. Bana ‘Benim çocuklarım okumuyor’ deniyor, çocukların ruhlarını geliştirmek için tüketmeleri gereken kitap. Kitap medeniyetin en önemli aracıdır. Kitaba saygı duydukları veya kıskandıkları için reklamlara karşı çıkabilirler.
Kitap dijital mi?
5 kitap aldığınızda kilo alırsınız. Bir sesli kitap açıyorsun ve Tolstoy’a iniyorsun, sorun değil ama elimde okumayı tercih ederim. Kitapların okuyucularla buluşması önemlidir.
Yazarlar çok para kazanabilir mi?
Yazar para kazanıyor, evet. Bana okudular ve yazmamı söylediler. Bu benim rahat bir hayat yaşamamı sağladı. Artık gitmek istediğim her yere gidebilirim. Buradan trilyonlar kazanabilir misin, bu çok zor ama rahat bir hayat yaşayabilirsin. Bu çok az insan içindir. Her şeyden önce devletinizin sanatçılarına sahip çıkması gerekiyor.
Şu anki fikrim olsaydı, savaşmazdım
Geçmişte yaptığım ve pişman olduğum birçok şey var. Şimdiye kadar asla kavga etmeyeceğim ve insanları farklı bakış açıları olduğu için ötekileştirmeyeceğim. Bugüne kadar sabah gazetesinde röportaj vermeyeceğim.
Belki de artık Nobel Edebiyat Ödülü’nü bir Türk yazara vermeyecekler. Zaten bunu istemiyorum. Ortadoğulular bir otoriteye direnebilirler, ancak sanat söz konusu olduğunda bize çok farklı bakıyorlar. Avrupa’nın bize bakışı dürüst değil. Türkiye’yi göçmenler için bir tampon devlet olarak görmek istiyorlar. Bizim olduğumuz yerde kalmamızı isteyen bir Avrupa var. Adım Ahmed olsa bile sorun. Avrupa’da çok fazla İslamofobi var. Arsa yazdığımda daha sakin oldum. Dedektif olmak istemiyorum. Çok şey söylüyorum, neden dedektif olayım?
YAŞAR KEMAL Türk edebiyatının en çeşitli ismidir
Yaşar Kemal, Türk edebiyatının en tecrübeli ismidir. Nazım Hikmet çok önemli bir insandır. Halide Edip Adıvar, kişiliğine hayran olduğum kadın yazarlar arasında önemli bir isim. Yargıç Ağaoğlu, Sevci Soyzal, Tezir Özlü çok öncü insanlar. Kadınlar arka planda tutuluyor ama kayayı patlatan incir gibi çıkıyorlar. Halide Edip’in hayatı, Türkiye’deki kadınların örnek alması gereken bir kadındır.
Hercule Perot veya Sherlock Holmes ile hiçbir ilgimiz yok. Komiser Nevzat bizden biri. Kaptan Nevesat bir süper kahraman değil. Okurlarımın çoğu, “Bu kitapta nive var mı?” diye soruyor. Onlar söylüyor.
Behzat ch ve komiser çok farklı nafzattır
Behzat Ç ve Nevzat tamamen farklı. İstanbul’dan Nevzat. Nevzat İstanbul’suz düşünülemez. Behzat c. Kendisi Ankara’lıdır. İkisi çok farklı. Onları karşılaştırmak gibi olurdu. Harfleri yazarken, zaman zaman acı verici olabilen onlarla özdeşleşmeniz gerekir.
Cinayet delilik ve öfke olabilir. İkincisi çok planlıdır ve kendi yararına olur. Bazen tesadüfen olur. Asla cinayet işlemem diye bir şey yok. Bu yüzden her zaman sakin kalmalısınız. Türkiye çılgın bir toplum. Çünkü insani değerler yok oldu ve yerine “ne olursa olsun hayatta kal” felsefesi geldi. İstanbul vahşi bir ormana dönüştü ve en korkunç hayvan, insan, içinde dolaşıyor.
Mükemmel öldürmek yok
Kusursuz cinayet yoktur, her yerde kameralar vardır. Saç telleriniz, kepekleriniz, ayak izleriniz var… Bir noktaya odaklanırsanız mutlaka çözülür.
Mükemmel aşk varsa, aşk yoktur
Aşk planlanamaz, yazılamaz, kumdan kale gibidir. Bu bir kişi için bir şey. Herkes duygularını yaşar. Aşkın çalışması için kalplerden birinin biraz daha soğuk olması gerekir. “Mutlu aşk yoktur” diye bir klişe var ve bu doğru. Nazım Hikmet ve Vera da öyle. Nazım’ı anlatırken kadının gözleri doldu ama hayattayken ondan hoşlanmadım. Ölümünden önce Vera’nın doğum günü hediyelerini evin farklı yerlerine bıraktı. Vera, “O zaman hiç böyle biriyle tanışmadım” dedi. Ben yalancı değilim. Romanlarımda yapıyorum.
En büyük kötülük kendimize katlanmaktır
Sevgili aldatılabilir ama aldatılmamalıdır. Fakir adam için ödül büyük bir şeydir. Bir şirkette çalışırken ikramiye aldı ve gitti ve büyük ekran bir televizyon aldı. Tadı çok farklı. Dürüst olmak, empati kurmak, diğer canlılara ve kendimize zarar vermemek gerekiyor. En büyük kötülük kendimize ihanet etmektir.
Özgürlük yok, aşk yok
Sevdiklerimizi incitiyoruz ve onlar bunu yapmamalı. “Özgürlük yok, aşk yok”, bir kişi bizimle birlikte olmak isteyip istemediğine kendi özgür iradesiyle karar vermelidir. Bir insan isterse, yapmak zorundadır ve özgürce karar verir. Özgürce karar vermelidir. Aksi halde aşk dışı yöntemler kullanılır. Devrim de aşktı. Çocukken köylüleri gözlerimde yaşlarla görürdüm, geleceği inşa edecek insanlar onlardır, aşk gibiydi. Bir işçi arkadaş, işçiler ve öğretmenler buluşuyor, çocuğum var gelemem dedi. Şok oldum. Artık iyi, yardımsever, sevimli insanları seviyorum. Hayvanları daha çok seviyorum.
Yazmak bir yolculuktur, bir yolculuğa çıkın
Yabancı yazarlara müsamaha gösteriyorsunuz, ancak kendi dilinizdeki yazarlara öncelik veriyorsunuz. Umutsuzca genç değilim. Bu, önce şunları yazacağım, sonra yazar olacağım anlamına gelmiyor, siz yazdıkça okuyorum. Yazmak bir yolculuktur, yolculuğa çıkın, alın ve yazın. Asla, mesele bu.
Kaynak: Haber Global
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın