"Enter"a basıp içeriğe geçin

Temel Karamololaoğlu’nun “Sansür Yasası” yorumu: Güç hırsı gözlerini çekti


raf takımı

Saadat Partisi Genel Başkanı Temel Karmolaoğlu, bugün parti merkezinde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yeni yasama yılının 1 Ekim’de başladığını ve Altı Masa’nın yeni oturumunun 2 Ekim’de yapıldığını hatırlatan Karamolaoğlu, ilk günden bu yana Altı Masa’ya uyum içinde çalıştıklarını ve bu doğrultuda çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi. öyle yapıldı. hiç tereddütüm yok. Karamolaoğlu, “Ortak bir akılla belirleyeceğimiz ortak cumhurbaşkanı adayımızın Türkiye’nin on üçüncü cumhurbaşkanı olacağı 85 milyonla mutlu olalım. Tekrar gündeme geleceğimizin müjdesini vermeyi bir görev sayıyorum. Parlamentoda çoğunluğa sahip olarak ülkemizin tüm sorunlarına hızlı ve kalıcı çözümler getiren Karamoğlu’nun açıklamaları şöyle:

Geçen hafta çok önemli toplantılar yaptık ve çok önemli kararlar aldık. Yüksek İstişare Kurulu, Genel İdare Kurulu ve valilik başkanlarının toplantıları yapıldı. Bu toplantılar sonucunda Mutluluk Partimizin Sekizinci Olağan Büyük Konferansını 30 Ekim Pazar günü geniş katılımlı olarak gerçekleştirme kararı aldık. Bu yeni dönemde güçlü bir oyuncu olacak partimizin bu konferansla çok daha güçlü bir konum göstereceğine inanıyoruz.

“Yapması gereken ceketini almak, bu görevde başarılı olamadım, o zaman başarabileceğimi sanmıyorum diyerek durmak ve durmak.”

Tüm bu çalışmalarımızı sürdürürken hedefimiz, Türkiye’nin üzerinde egemen olduğu sorumsuz ve israfçı tek adam sistemine son vermektir. Bu sistemde koşulsuz atamalar sonucunda her alanda yolsuzluk, yolsuzluk ve yolsuzluk hissettiğimizi görüyoruz. Ne yazık ki, adalet ve ekonomi bu alanların başında gelmektedir. Bu iki alan toplumumuzu doğrudan etkiliyor. Ülkesini seven, anlayış düzeyine sahip ve yaptıklarının sorumluluğunu kabul eden bir hükümet, bu kadar başarısızlık, yoksulluk ve hayat pahalılığı karşısında bir an bile tereddüt etmeden iktidarda kalamaz. milletimizi kınıyor. Aslında yapması gereken ceketini alıp ben bu işi yapamam, bundan sonra yapabileceğimi sanmıyorum deyip tek başına çekip gitmekti. Nerede bu anlayış ve nerede bu alçakgönüllülük.

“Utanç hali, yoksulluk sınırı asgari ücretin 4 katına, 23 bin liraya çıktı”

Türk ekonomi modeli dedikleri bu garip modelle güzel ülkemizin geldiği noktaya bakın. TÜİK tarafından açıklanan son verilere göre yıllık enflasyon oranı yüzde 83,4. Bağımsız araştırma gruplarının ortaya koyduğu rakamlara göre daha da tehlikeli bir tabloyla karşı karşıyayız. Enflasyon oranı %186.71’e ulaştı. Bu hızla G-20 ülkeleri arasında iflas etmiş Arjantin’in bile gerisindeyiz. Enflasyonun en yüksek olduğu ülke olarak 1998’den beri şu ya da bu oranda hızlı bir artış gördük. Tam bir yıl önce 5 Ekim 2021’de doları 8 liradan 85 kuruşa 19 liraya çıkarmayı başardılar. bir tam yıl. 2021 Eylül sonu itibarıyla 7,30 TL olan bir litre motorinin fiyatı, 2022 Eylül sonu itibarıyla 23,23 TL’ye yükseldi. Dün bu rakamlar sabitlenirken, bugün de yeni bir zirve haberi geldi. sabah. Eylül 2021’de 152 lira olan 12 kiloluk mutfak tüpünün fiyatı Eylül 2022 itibariyle 316 liraya yükseldi. Her zaman yüzde yüzün üzerinde bir artış var. Eylül 2021 itibariyle Ankara’da metreküp 2,32 TL olan doğalgaz, Eylül 2022 itibarıyla 5,69 TL’ye yükseldi. Dar ve orta gelirli vatandaşlarımız artık et gibi bazı temel mutfak ihtiyaçlarını karşılayamıyor. ve süt Yağ, şeker ve un. 4 kişilik bir aile için açlık sınırı 7 bin 250 liraya yükseldi. Bu rakam asgari ücretten 1750 lira fazla. Utanç verici bir tablo.. Yoksulluk sınırı, 23.600 Suriye lirasına yükselen asgari ücretin dört katına çıktı. Amaç, yoksulluk sınırındaki ücretin genel kabul görmesi olmalıdır.

Geleceğimize umutla bakma imkanımız yok, ülkenin geleceği bugün değil, kamu-özel işbirliği projeleri ile borca ​​​​bağlıdır. Rusya’nın doğalgaz borcunu ertelemek istiyoruz. Bunun anlamı, bugün bu borç yeni faizle ödenirse, daha yüksek oranda ödenecektir. Ama vatandaşlar kullandıkları doğalgazın parasını çoktan ödedi. Başka yerlerdeki vatandaşlardan aldığı parayı tüketir ve kendi borcunu arttırır. Ülkemizde tereddüt risk primi tarihi bir seviyeye yükseltilmiştir. Bu garip modelle dış ticaret açığı her geçen gün artıyor. Önümüzdeki yıl ödenmesi gereken dış borcun büyüklüğü 182 milyon dolar. Ülkemizin ekonomik güvenliğini tehlikeye atıyorlar.

“20 yıldır hükümetteki bu arkadaşlar paylaşılması gereken bu ekonomik açıklamayla özdeşleşmeye çalışıyorlar”

20 yıldır iktidarda olan bu arkadaşlar, utanmanız gereken bu ekonomik tabloyu teşhir etmeye çalışıyorlar. Yalan söylemek çok kolay, ama açıklamak kolay değil. Vatandaşı bile ikna edemiyorlar. Türkiye kelimesini bu garip modelden çıkarın, bize yakışmıyor. Türkiye bu modeli hak etmiyor ve mucitlerini hak etmiyor. Kamu kaynaklarından beslenen ortak medya sayesinde her türlü başarısızlığı örtbas etmeyi bir görev olarak görüyorlar ama bunun bir anlamı yok. İnsanlar kelimelere değil hayatlarına bakarlar. Baz etkisi olarak adlandırılan etki ile Aralık 2022 ve Ocak 2023’ten itibaren enflasyon oranında bir düşüş meydana gelebilir. Enflasyon ortadan kalkmayacak aksine düşecek yani yıllık enflasyon %80’den %50’ye düşecek ki bu durumda büyük bir başarı olarak pazarlanacak.

Rakamlar aslında maliyetin her geçen gün arttığını ve son bazı adımlarla yüzdenin biraz düştüğünü gösterecek. 100 liralık bir ürün yüzde 80 enflasyonla 180 liraya çıkacak ama önümüzdeki birkaç ay içinde enflasyon yüzde 50’ye düşerse 180 liralık mal 90 lira yerine 360 ​​liraya yükselerek 270 liraya ulaşacak. Vatandaş bu rakamlara pek itibar etmiyor, piyasaya çıktıklarında karşılaştıkları fiyatlar onlar için önemli. Buna soğan, patates ve domates kaç kilo baktı ve orantılı değil. Bu nedenle seçim öncesi yüksek enflasyonu görünmez kılmak için hem asgari ücrette hem de maaşlarda çok yüksek zamlar yapmayı planlıyorlar. Bu ekonomik model uygulandığı sürece fiyatlar çok hızlı yükselecek ve sağlayacağı artışlar zirveleri karşılayamayacaktır.

“En az 2 trilyon dolarlık bir ekonomik çoğunluğa sahip olurduk. 2023 için milli gelirimiz 687 milyar dolarda kaldı.”

Anlaşılmaz ifadeler ve büyük sloganlar durumu kurtarmaya yetmez, ekonomiyi de düzeltemezler. Bu hükümet geçmişte ve bugün vaatlerde çok cömerttir. Bakalım AKP hükümeti 2023 için ne vaatlerde bulunmuş ve yerine getirebilmiş. Dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girme yolundaydık ve bu söz verildiğinde Türkiye ekonomisi güçlü 16 ülkeden biriydi ve bugün 2023 yılında 20. sıra tartışılıyor. Bu arkadaşlar enflasyonu kalıcı olarak tek hanelere indirmenin eşiğindeydiler. Hatta bugün TÜİK tarafından hazırlanan sayı yüzde 84, hayaller tek sayı, gerçekler 3 sayı çünkü bağımsız birimler yüzde 186 olarak gösteriliyor. İhracatımızı 500 milyar dolara çıkaracaktık. İhracat hedefi taahhüt edilenin yarısına bile ulaşamadı. 2022’nin ilk dokuz ayında toplam ihracat 165 milyar doları buldu. Yıl sonuna kadar aynı hızla devam ederse ihracatımız en fazla 220 milyar dolara çıkacak. 500 milyar dolar nerede? Kişi başı gelirimiz 25 bin dolara çıkacak. Bu, hükümeti özellikle ilgilendiriyordu. Cumhurbaşkanının imzasıyla yayınlanan 2023-2025 orta vadeli programa göre, 2023’ün sonunda kişi başına düşen gelirin 10 bin 67 dolar olacağı görülüyor. Biz geri döndük, vatandaşa zengin olma sözü verdiler, ama bugün o seviyeyi bile koruyamadılar. En az 2 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklüğe ulaşırdık. 2023-2025 orta vadeli programa göre 2023 milli hasılamız 687 milyar dolar seviyesinde kaldı. 1 trilyon dolar bile almadın.

“Türkiye’de yeniden birlikte yaşanacak ve büyük bir yer inşa etmeye kararlıyız”

Şimdi yeni bir başlangıç ​​yapmanın ve 20 yılın sonunda geride kalan enkazı hızla kaldırmanın zamanının geldiğini görüyoruz. Dolayısıyla ekonomik tahribatı bitirecek olan biz olacağız. Hem fiziksel hem de ruhsal gelişim için hareket etmeye başlayacağız. Kişisel bir dış politikanın ve güçlü ve öncü bir Türkiye’nin garantörü olacağız. Başarılarımızın, temel hak ve özgürlüklerimizin teminatı olacağız ve güçlendirmeye devam edeceğiz. Türkiye Büyük Millet Meclisi başta olmak üzere tüm kurumlarımızı liyakat ve liyakat esasına göre yeniden çalıştıracak olan biziz. Toplumsal kutuplaşmaya son vererek 85 milyon insanımızın huzur, güvenlik, düzen ve kazanç bulacağı “yaşanabilir ve büyük bir Türkiye”yi yeniden inşa etmeye kararlıyız.”

Ortak aday seçim tarihinden sonra açıklanacak.

Karamolaoğlu, bir basın mensubunun 6’lı Masa’nın ortak adayıyla ilgili sorusuna yanıt olarak, “Cumhurbaşkanı adayının seçim tarihi belirlendikten sonra altı masanın liderleri toplanarak karara bağlanacak. olacak, şu anda bir şey söyleme imkanımız yok. İsimler üzerinde durmayı doğru bulmuyorum.”

Dün ilk iki maddesi TBMM’de kabul edilen “Sansür Yasası” ile ilgili soruya Kramolaoğlu, şu yanıtı verdi:

Bu onların başına geldi ve geçmişte de oldu.

“Bu hepimizi üzüyor, iktidara geldiğinde düşünce ve inanç özgürlüğünü ön planda tutan bir hükümet, pillerinin bittiğini gördükten sonra yaptığı hataların gündeme gelmesini istemiyor. Bir malın fiyatı 100’den 900’e çıkarsa, bu niye söylenmiyor bunu söyleyince halkı hükümete karşı kışkırtıyorsunuz ama beceremiyorsunuz bu kanunun adını beceriksizlik kanunu sayarsanız anlarım bu kanunu biz yaparız demek Milletin moralini bozmamak için düşünce ve düşünce hürriyetini kısıtlamaya yönelik olan bu sadece birilerinin aldatmacasının bir ifadesi olacaktır.Üzgünüm bu adamlar bu noktaya geldiler.Bunun başka açıklaması yok. İktidarda hırs var ama bu onların sonunu getirecek, geçmişte de böyleydi.”

Haber etiketi tanımlı değil.

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir